Maskeli balo olur, Venedik’teki gibi karnaval olur, ama maskeyle turizm olmaz!.
Bir süredir Fethiye/Göçek civarındayım. Otellerin yarısı kapalı, bu sene açmayacaklarmış, kalanların bir kısmı geçen hafta açıldı, yüzde 20-30 dolulukla idare ediyorlar. Bodrum, Marmaris ve Kuşadası’da farklı değil, sadece yazlıkçıların evleri doldu, Oteller boş. Acentaları geziyorum, yat turizmi yapanlar nispeten şanslı, ama diğerlerinin birkaç münferit havaalanı transferi ve araç kiralama dışında işleri yok, zaten yabancı turist yok, yerliler ise otel yerine ev kiralamayı tercih etmekte.
Öte yandan, uçak ve otobüslerde sosyal mesafe filan kalmamış, herkes dip dibe, daralan, nefes alamayan maskeyi çıkartıyor, kimse müdahale etmiyor. Sanki sandviç vermeyince Covid-19 ölüyor. Yahu bu meret yemekten değil, nefesten bulaşıyor, Sağlık Bakanı ve Bilim Kurulu o yüzden “sosyal mesafeye dikkat” diye ter ter tepiniyor, ama boşa konuşuyorlar, kimsenin umurunda değil. Restaurant’lar belli ki Covid-19’un ciddiyetini anlamamış, eski hamam eski tas gidiyorlar, servisi yapan maske çenede bir garson, tabak, çatal, bıçak, bardak, ne varsa çıplak elle getiriyor, masalarda elden ele dolaşan tuzluklar, peçeteyi dahi elle servis ediyorlar yahu daha ne diyeyim ben size? Dezenfektan soruyorsun, “tuvaletin oraya koyduk bir tane” diyorlar, bin yıllık ıslak mendilleri, dezenfektan diye kakalamaya çalışıyorlar.
Arkadaşlar, dostlar, meslektaşlarım, turizmciler, vatandaşlar, Romalılar BÖYLE TURİZM OLMAZ ! Kendimizi ve birbirimizi kandırmayalım. Bu sene iş olmayacak, Tutkuyla sevdiğimiz yalnız ve güzel ülkemizde işsizlik tavan yapmış, henüz işini kaybetmeyenler yarım maaşa tamah ediyor, bankalar da dalga geçermiş gibi evine ekmek götüremeyenlere “size 18 ay taksitle tatil kredisi verelim” diyorlar? Incoming zaten yok, bilet ve Otel işi yapanların tek uğraşıları iptal, geri ödeme ya da tarih değişiklikleri, yeni rezervasyon yok denecek kadar az. Turizm Bakanı dedi diye kendi ülkelerinde ekonomik sıkıntılar ve Covid-19 sorunu ile boğuşan Ruslar gelmeyecek.. Avrupa zaten noktayı haftalar önce koydu, Araplar’da yok ortalıkta, bırakın hepsini gurbetteki işçiler dahi bu sene Türkiye’ye gelmeyecekler!
Zaten günlük Covid-19 vakasının bin beş yüz kişinin altına inmediği ülkede kim cesaret eder tatil yapmaya, gezmeye, eğlenmeye, sosyalleşmeye?
Gel gör ki bunca dert, garabet içinde Turizm Bakanı işi gücü bırakmış, TÜRSAB’a kafayı takmış, yüzbinlerce turizm emekçisini yok sayıyor, TÜRSAB desen varla yok arası, TÜRSAV’ı ve Lütfü Kırdar’ı Bakanlığa kaptırmamak için belli ki üyelerini feda etmeyi tercih ediyor. Anlayacağınız unutulduk, esirgendik, terk edildik!
Devlet on yıllardır bizim üzerimizden ekonomisini döndürüyordu, “Turizm Bacasız Sanayi” idi, ama Turizm Bakanı en dar zamanımızda destek tercihini bizim için değil, yabancı turizm şirketleri için kullandı, 120 milyon Euro gibi dehşet bir parayı mundar etti. Kırk kere söz verdiği turizm yasasını bir türlü çıkartamadı, bunca beceriksizliğe rağmen kendince pembe tablolar çizmeye devam ediyor. Söylediklerine artık kimse inanmıyor!
Ama nedense kimse buna isyan etmiyor, hesap sormuyor? Deniz Tüfekçi’nin yazdığı gibi bu konularda duyarlılık gösteren, sözünü esirgemeyen, yazan, talep ve tespitte bulunan üye sayısı çok az olduğu için kimse bizi dikkate almıyor. Çünkü üyeler mesleklerine yeterince sahip çıkmıyor, sesini çıkarmıyor, sadece izlemekle yetiniyor!
Uyanın arkadaşlar, silkinin dostlar, meslek elden gidiyor, tepkinizi gösterin, ses verin! Hep birlikte ses verelim! İşini yapmayanlardan hesap soralım, gerekirse istifaya davet edelim!
Yoksa halimiz harap, bu işin sonu derin bir pişmanlık ve ızdırap!.
Cemal Kızıltan
Kurucu Moderatör
TURSAPNET
Bình luận