Son yazımda, rehberlerin ne kadar zor yetiştiğini dile getirmiştim. https://cempolatoglu.com/rehber-esleri/ Yazı üzerine bazı acentacı meslektaşlarım arayarak; “Bizler saksıda yetişmiyoruz, bizi de yaz” diyerek sitem ettiler.
Haklılar. Yazalım; Paran varsa Fabrika, Havayolu, al-sat ticaret, Market sahibi olma şansın yüksektir. Sen konudan anlamasan da bir bilen sana yeter. Ancak konudan uzak ve sadece para varsa acenta sahibi olup, başarılı olma şansın yoktur. Tabi ki acenta kuruluşu için sermaye gerek. Mobilyası, evrakları, kirası, stopajı, ofis, şirket masrafları, muhasebesi, muhtasarı, 6 çeşit vergisi, reklamı, maaşları, Türsab ve Ticaret odası aidatları, aylık 40 çeşit sabit ödemesi… Kısaca; 4 kişilik ofiste aylık sabit masraf tabanı 30-35.000 ti-el.
Incoming yapıyorsan;
· Rehber kökenli olmasan bile yüzeysel de olsa Müze ve Ören yerlerini, içeriklerini bilmek zorundasın.
· Çalıştığın pazar veya pazarların kültürünü, ortak zevklerini, dil veya dillerini bilmen hatta bir müddet orada yaşamış olman en büyük avantajındır.
· Müşterilerin konaklayacağı otellerin konum ve özelliklerini,
· Yol güzergahını, nereden nereye kaç saatte gidileceğini, güzergahtaki mola yerlerini, tuvaletlerini, alışveriş imkanlarını,
· Bütçenize göre en iyi Otobüsü, en iyi Rehberi, tecrübeli Şoförü ve Restoranları.
· Grubun milliyetine göre restoran, yemek ve içeceklerini ve hatta milliyetlerine göre uyandırma, depar, yemek saatlerini bilip bunlara göre görselliklerle süslü program ve ardından web sitesi, CD vs hazırlayabilmeli,
· Tüm hazırlıklar ardından bir tur için gereken 40’a yakın bileşenlerin maliyet hesapları çıkartılmalı. Rekabet koşullarını da hesaba katarak fiyatlandırmalar yapmalı.
· Ve ardından pazarlamaya hazır olmalı. Seçilen ülkelerde fuarlara katılmalı, yeni partner arayışları için zaman zaman Pazar ülkelerde şehir şehir, acenta acenta dolaşıp yüz yüze görüşmeler yapmalı, broşürler, CD’ler bastırıp o ülkenin sosyal medya ağlarında reklam oluşturmalı.
Ingoing yapıyorsan;
Yukarıdaki tüm şartların yanı sıra ekstrem yurtiçi müşterisine hitap etme kabiliyetine, çelik gibi sinir sistemine ve iş güvenliğine sahip olmalısın. Konuyu Erdal Çeri’nin bir sözü ile ilişkilendireyim; incoming rehberliği restoranda 40 müşteriyi 40 sandalyeye oturtma sanatıdır, ingoing rehberliği ise; 40 yolcunun 65 sandalyeye oturacağını ve 2 kişinin “yer kalmadı ayakta kaldım” diyerek ortalığı birbirine katacağını bilmek demektir.
Outgoing yapıyorsan;
Bir turu gerçekleştirmek için gereken şartlara bir de yurtdışı bilgilerini eklemek gerek. Outgoing, diğer segmentlere göre daha risklidir. Aylar önceden uçakların, otellerin, bazı müzelerin hatta otobüs ve yerel rehberlerin ödemelerini yapmalısın. Öngördüğün kişi sayısını tutturamazsan, yatırdığın paranın yanmasını göze almalısın.
Tali acentalar
Operatörlerinin turlarını satan acentalardır. Müşteri ile yüz yüze gelen onlardır. Kazançları ise ancak kirayı karşılar. En az Tur Operatörü kadar bilgi sahibi olmak zorundalar. En ufak aksilikte ilk onların başı ağrır.
Bilet acentaları
“TEK RAKİBİMİZ T.H.Y” Bilet acentaları diyorlar ki; “RAKİBİMİZ T.H.Y” Çünkü havayolları onlardan daha ucuza bilet satabiliyorlar. Bir biletten kazanacakları 8-10 TL için saatlerce uğraşırlar. İadeler ise dert bonuslarıdır.
MICE Acentaları
Detaylarına girmek bile istemiyorum. Bu işi yapanlar Turcu mu? Matbaa mı? Çantacı, Işıkçı, Sesci, Tabelacı, Kostümcü, Restoran, Reklam ajansı mı anlamadım. Performans sırasında servis yetişsin diye garsonluk yapan, yer gösteren hatta tuvalet temizleyen büyük patron bile gördü bu gözler. En helal para onların galiba.
Nitekim azizim. Biz acentalar tekdüze fabrikasyon mal üreten veya al-sat yapan, parayla para kazanan tüccarlardan değiliz.
Ama şimdi meslektaşlarımın %50’si kapılarına kilit vurdular. Onları kaybedersek geri dönüşümü olmaz. Bize bir el, bir destek gerek…
Cem Polatoğlu
Comments