Öncelikle, Suriye bataklığında yitirdiğimiz şehitlerimize Allah’tan rahmet, milletimize ve acılı ailelerine başsağlığı, yaralı askerlerimize de şifa dileklerimizi iletiyor, başta savaş olmak üzere tüm felaketlerin bir an önce son bulması temennisi ile yazıma başlıyorum.
Herşeye rağmen, hayat devam ediyor ve turizm sektörünün sorunları da katlanarak artmakta. Şöyle bir sıralarsak ;
1. Havayolları, Oteller, Rehberler, ulaşım ve rekabet konularındaki sorunlarımız devam ediyor.
2. Atlasjet’in iflas sürecinde resmen uyudular, üyelerinin alacaklarına sahip çıkmak, güvenceye almak yerine sadece izlediler. Bir şey yaptılarsa da sonuca bir etkisinin olmadığı ortada.
3. THY’nin keyfi kampanyaları belli ki bu arkadaşların ilgi alanı içinde değil. Pegasus’un yaşadığı sorunlar ortada.
4. Korona virüsü turizmi çok yönlü etkiledi. İç turizm, yurtdışı turlar, incoming ve MICE işi yapan şirketler her gün yeni iptallerle boğuşuyorlar ve işin fenası bu iptaller force-majeour kapsamında olmadığı için mali riski tamamen bizlerin üstüne kalmış durumda.
5. Rusya ile Suriye yüzünden papaz olduk, Korona virüsü nedeniyle İran sınırımızı kapattık. Zaten Avrupalı turist gelmiyordu, geçen sene bize en fazla turist getiren iki ülkede listeden çıkmak üzere..
6. Turizm ve Kültür Bakanlığı ile TÜRSAB (gerçekte Mehmet Ersoy ve Firuz Bağlıkaya husumeti) arasındaki kavga tavan yaptı. Bu kavga neticesinde TÜRSAB’ın gelirleri önemli ölçüde azaldı.
7. Bakanlık artık TÜRSAB’ı muhatap dahi almıyor, ilişki durumu SIFIR!.
8. Şartnamede açıkça belirtilmesine rağmen, müze ve ören yeri girişlerine 17 ay içinde yapılan yüzde 150’lik zamma TÜRSAB’dan ses yok?
9. Firuz Bağlıkaya TÜRSAB’ı profesyonelleştirme iddiası ile geldi, ama seçtiği kadro felaket, kurum içi yolsuzluk, adam kayırma iddiaları ayyuka çıktı, velhasıl ayaklar baş oldu.
10. Yönetim kurulu sektörün deneyimli isimlerince “tüm zamanların en etkisizi” olarak nitelendiriliyor.
11. Buna karşın; Koca bina yetmedi, yandaki binaya taşma ve ne işe yaradığını bilemediğimiz kadro genişletme faaliyetleri TÜRSAB’ın (haliyle bizlerin) sırtında yükten başka bir şey değil.
Başaran Ulusoy döneminde de böyleydi; TURSAB gündem yaratmadığı gibi, var olan gündemin de gerisinden giderek bize zaman, para ve itibar kayıpları yaşatmaktaydı. Sonra gün oldu, devran döndü, Firuz Bağlıkaya başkan oldu. Baktık, eski hamam, eski tas! Ama iyi niyetliyiz ya “ilk dönemin acemiliğidir, atlatır, toparlar” dedik. İkinci dönemde “ilk günden yorum yapmak olmaz, bekleyip icraatları görelim, öyle konuşalım” dedik. Gelinen nokta vahim, TÜRSAB içine kapandı, üye ve sektör paydaşları ile iletişimi kesti, adeta ölü taklidi yapıyor.
Son bir hafta içinde TURSAPNET’te, çeşitli başlıklarla 70’ten fazla mesaj yayınlandı. Hepsi TÜRSAB üyesi, herkes haklı olarak isyanlarda ve TÜRSAB’ın pısırıklığı konusunda hemfikir. Biliyorum, buradaki yazışmalar ilgiyle (kısmen tepkiyle) izleniyor. Bu vesile ile meslektaşlarımıza bir kez daha tercüman oluyor ve Firuz Bağlıkaya ile yönetim kuruluna sesleniyorum; NEREDESİNİZ? Seçim sürecinde bol keseden verdiğiniz, ama bir türlü tutamadığınız sözlerin arkasında neden durmuyorsunuz? Bugüne dek hiçbir fark yaratamadığınız gibi aynen Başaran Ulusoy dönemindeki gibi olayların ve gündemin gerisinde kalarak bizlere zaman, para ve itibar kaybettirmeye devam ediyorsunuz.
Buna hakkınız yok! Bir an önce aklınızı başınıza devşirin, gündeminiz ve öncelikleriniz neyse bizlerle paylaşın, sorunların çözümü için çalışmaya başlayın.
NOT : Pegasus demişken, bu havayolumuz TÜRSAB üyelerinin en önemli gelir kaynaklarından ve paydaşlarından biri, Pegasus’un , bir an önce eski günlerine dönmesi TÜRSAB üyelerinin menfaatinedir. Eminim Pegasus’ta bu zor dönemde kendisine destek veren TÜRSAB üyelerinin bu desteğinin hakkını verecektir.
Cemal Kızıltan
Kurucu Moderatör
TURSAPNET
Comments